Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bibliyoterapi: Okumak İyileştirir Mi? 

Bibliyoterapi: Okumak İyileştirir Mi?

Okumanın iyileştirici bir gücü olabileceğini biliyor muydunuz? 

“Bibliyoterapi” kelimesi kavram olarak ilk defa 1916 yılında rahip Samuel Crother tarafından kullanılmıştır ve “sorunları olan insanların bir kitap etrafında toplanmasıyla yapılan bir tedavi” olarak tanımlanmıştır.

Terim, “biblion” (kitap) ve ”therapeo” (iyileşme) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır ve Yunan dilinden gelmektedir. Anlamı “Kitap yoluyla iyileşme”dir. İnsanların kitapları iyileştirici bir nesne olarak kullanabileceklerini ilk fark edenler Antik Yunanlılardır ve Antik Yunan Şehri Teb’deki kütüphanede yer alan bir yazıtta The Healing Place of the Soul, yani “ruhun şifa (iyileşme) yeri” yazmaktadır.

Bibliyoterapi, kişinin kendi yaşadıklarını, okuduğu kitaptaki kahramanın yaşadıkları ile özdeşleştirerek olayları içselleştirmesi, farklı bakış açıları edinmesi ve yaşadığı olaylarla ilgili çözüm üretme yolunda farkındalık kazanması için kullanılan bir terapi tekniğidir.

Her ne kadar bir terapi tekniği olarak bilinse de, sadece psikoterapide kullanılmaz. Zorlu yaşam olaylarının ele alındığı bir psikoterapi sürecinde teknik olarak kullanılabileceği gibi, bireylerin günlük yaşamında ortaya çıkan sorunların çözümünde kişisel gelişim yöntemi olarak da kullanılabilmektedir.
 

Bibliyoterapinin Aşamaları

Caroline Shrodes 1949 yılında tezinde bibliyoterapinin psikolojik temellerinden bahsetmiştir ve bibliyoterapinin tıpkı klasik psikoterapide olduğu gibi şu basamaklardan oluştuğunu vurgulamıştır:

1- Özdeşim kurma: karakterlerle ve olaylarla, 

2- Yansıtma: kendini başkalarında görme, 

3- Katarsis/ arınma: okuyucunun kitaptaki olayları kendi başına geliyormuş gibi düşünerek bu duygulardan arınması, rahatlaması olgusu, 

4- İçgörü kazanma: aitlik hissinin yaratılması, güdülerin duygusal farkındalığı
 

 

Psikoterapide kullanılan yöntemin de üç aşaması vardır, bunlar danışanın okuduğu materyaldeki karakter ile özdeşim kurması, duygularından arınarak katarsis yaşaması ve içgörü kazanmasıdır.

 

Sınıflandırması


Okuma yoluyla terapinin farklı sınıflandırmaları bulunmaktadır.

Liz Brewster tarafından 3 şekilde sınıflandırılmıştır:
 

  • Kendi kendine bibliyoterapi: Belirli bir konuda tavsiye niteliğindeki kaynaklarla uygulanır. Örneğin; depresyondan muzdarip bir bireye depresyonla ilgili bilgi veren bir kaynağın tavsiye edilmesi. 
  • Yaratıcı b.: Hem danışanlara hem de sağlıklı okuyucuya kurgusal kaynakların, biyografilerin tavsiye edilmesidir. Böylece kişi özdeşim kurma, yansıtma, katarsis ve içgörü kazanma gibi aşamalarla sorunlarını aşabilir.
     
  • Resmi olmayan b.:  Bu sınıflandırma daha çok yaratıcı bibliyoterapiyi temel alarak okuma grupları ve kütüphanecilerden tavsiyelerle kaynaklara erişmeyi içerir. Ancak bu sınıflandırma genel olarak bakarsak, çok dar ve yetersizdir.

     

Daiva Janaviciene ise şu şekilde bir sınıflama yapmıştır:
 

  • Klinik bibliyoterapi: Tedaviye ek olarak uygulanan bir iyileştirme yöntemidir.

 

  • Rehabilitasyon b.: Zor bir hastalıktan sonra hastaların iyileşme sürecinde içinde bulundukları durumu kabullenmeleri, uyum sağlamaları ve umutsuzluğa kapılmamaları için uygulanan bir yöntemdir.

 

  • Eğitici b.: Sadece hastalık sahibi ve iyileşmeye çalışan hastalıklara sahip kişiler için değildir. Aynı zamanda kişilik gelişimini desteklemek, sorunların belirlenmesine yardımcı olmak ve olası sorunlardan korunmayı sağlamak amacıyla uygulanır.

 

 

Bireye Kazandırdıkları


Bibliyoterapi bilgi vermek, sorunlar üzerine tartışmaya teşvik etmek, farkındalık kazandırmak, başkalarının da bize benzer sorunlar yaşadığı bilincini oluşturmak gibi amaçlara sahiptir. Bireyin; 

  1.  Kendini tanımasına ve keşfetmesine, 
  2. Kendisiyle benzer sorunları olan kişilerin de olduğunu fark edebilmelerine,
  3. Kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık kazanmasına,
  4. Daha olumlu bir benlik duygusu geliştirmesine,
  5. Sorunlarının çözümüyle ilgili içgörü kazanabilmesine ve alternatif çözüm yollarını görebilmesine,
  6. Duygusal boşalım sağlamasına ve zihinsel stresten kurtulmasına,
  7. Yeni değerler, tutumlar ve davranışlar geliştirmesine,
  8. Olaylara diğerlerinin gözüyle bakmasına,
  9. Farklı ve yeni durumlara uyum sağlamasına,
  10. Toplumla çatışma yaşamadan uyum sağlayabilmesine yardım edebilmektir.

Ayrıca çocuk ve gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarıyla baş edebilmelerine de yardımcı olabilmektedir.

Bazılarına göre gelişen teknoloji ile birlikte bibliyoterapi evrilmiştir ve bazı podcastler, filmler vb. de dinleme, izleme gibi farklı şekillerde sağaltımı sağlayabilmektedir. 

Kaynak:


Bekaroğlu, E. (2019). 
Kitapların Psikoterapide Bir Aracı Olarak Kullanımı: Vaka Örneği İle Bibliyoterapi Uygulaması. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 94(2), 250-258.

Karagül, S. (2018). Çocuk edebiyatı ve bibliyoterapi. Çocuk ve Medeniyet, 3(6), 43-55.

Yılmaz, M. (2014). Bilgi ile iyileşme: Bibliyoterapi. Türk Kütüphaneciliği, 28(2), 169-181.

  

Yazan: Psk. Bahar Kaya 

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz. 

 Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Mutlaka Okunması Gereken 5 Psikoloji Kitabı

Leave a comment

0.0/5