Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Mindfulness – Bilinçli Farkındalık

Mindfulness

“Nihayetinde ben farkındalığı hayatla, gerçeklikle ve hayal gücüyle, kendi benliğinizin güzelliyle, dünyayla, kalbinizle, bedeninizle ve zihninizle bir aşk ilişkisi olarak görürüm.”                      – Jon Kabat Zinn

 

Son yıllarda oldukça popüler olan ve sıklıkla karşımıza çıkan mindfulness birçok kişinin ilgisini çekmeyi başardı. Nedir bu mindfulness? Ne işe yarar? Neden ortaya çıktı? Bu yazımızda son dönemin meşhur kavramlarından olan mindfulness’ı inceleyeceğiz.

Türkçe anlamı bilinçli farkındalık olarak geçen bu kelime anlamını kendi adında anlatıyor. Bilinçli bir şekilde farkında olmak. Peki bu farkındalık neyin farkındalığı? Basit bir anlatımla mindfulness şu anda olan şeyin farkında olmaktır. Tam bulunduğumuz anda ortaya çıkan duyguları, düşünceleri ve olayları izleyebilmektir. Ancak bu izlemek eylemi her gün çoğumuzun içinde bulunduğu televizyon izleme eyleminden oldukça farklı. Bilinçli farkındalık anında, izlemek ve gözlemlemek oldukça nazik ve yargısız bir bakış açısından yapılıyor.

 

Bilinçli Farkındalık haline nasıl yaklaşacağınızı 5 madde üzerinden anlatabiliriz.

1- Sürekli

2- Niyetli

3- Açık

4- Önyargısız

5- Arkadaşça

 

Şimdi bu maddelere yakından bakalım.

 

Sürekli: İçinde bulunduğumuz anda sürekli olarak kalmayı deneyimliyoruz. Ayrıca Mindfulness sürekli bir biçimde uygulanırsa faydaları daha etkili bir biçimde size ulaşabiliyor.

 

Niyet: Farkında olma hali kasıtlı bir çaba ile oluşuyor.

 

Açık: Bu zihin hali beklentisiz bir dikkat gerektiriyor. Bir şey beklemeden zihni itmeden ve çekmeden açık bir bilinçle ortaya çıkıyor.

 

Yargısız: Farkındalık her zaman hoşumuza gitmeyebiliyor. Fakat olması gereken, durum hoş olsa da olmada da yargısız yaklaşabilmek. Kendimizi ve zihnimizi yargılamadan gözlemleyebilmek mindfulness’ta önemlidir.

 

Arkadaşça: Her ne deneyim yaşıyorsak gelen hisse arkadaş gibi yaklaşıyoruz. Deneyime sevdiğimiz bir arkadaşımıza nasıl yaklaşıyorsak o şekilde yaklaşıyoruz.

 

Mindfulness her ne kadar yeni ve çığır açan bir kavram gibi görülse de aslında bu deneyimin temelleri yıllar öncesinden atılmış durumdadır. Budist bir yaklaşım ile ortaya çıkmıştır. Budist geleneğindeki “dikkati içeride tutmak” anlamına gelen Sattipatthana uygulaması günümüzdeki yargısız farkındalık halinin ilk ayağıdır. Bir diğer temeli ise yine budist anlayışı olan Vipassana’ya dayanır. Bu anlayış ise “olguları değiştirmeden gözlemlemek, anda gerçekleşen olayları bilinçli görebilmek” anlamına gelir. Budist anlayışının yaklaşımları temellerini atsa da mindfulness bir din ya da ibadet değildir. Günümüzde bilim ve deneyler ile kanıtlanmış zihni eğitme sürecidir.

 

Zihin Eğitme Süreci

Doğduğumuzdan beri zihnimizi sürekli meşgul ederiz. Bu meşguliyete alışan zihin bir zaman sonra meşguliyet bulmak için geçmiş ve gelecek anlarla ilgilenmeye başlar. Fakat bu ilgi gereğinden fazla olmaya başladığı zaman sorunlar oluşmaya başlar. Zihin o kadar meşguldür ki artık kişiyi yapılan işe odaklanamayacak duruma getirir. Psikolojik olarak ortaya çıkan bazı düşünce bozukluklarının ortaya çıkış sebebi de zihnin sürekli meşguliyet halinde kalmak istemesidir. Anlaşılacağı üzere mindfulness deneyiminde zihni an’a getirip söylediğimiz şey şu oluyor: Geçmiş ve gelecek ile uğraşma, meşgul olman gereken an şu an. Düzenli yapılan bilinçli yargısız farkındalık egzersizleri zihin kasını çalıştırarak daha güçlü bir zihin yaratır. Ne kadar pratik edilirse o kadar zihin güçlenir.

 

Güçlü Zihin

 Harvard üniversitesinde nörobilim uzmanı olan Sarah Lazar, meditasyon ve mindfulness’ın zihinde ve bedende yarattığı etkiler üzerine araştırmalar yapmıştır. Bulduğu sonuçlar ise oldukça şaşırtıcıdır. Beyindeki bilgi işleme görevini üstlenen gri maddeler beden faaliyetini ve duyuları kontrol edebilen bir doku türüdür. Gri madde yaş ile azalır. Düzenli bilinçli farkındalık uygulamaları yapan kişilerin beyinlerinde ise bu gri madde ile ilgili değişiklik meydana gelmektedir. Bu değişikliğe nöroplastisite denir. Beyin gelişir ve nöronlar iletişimini arttırır. Beyindeki bu olumlu değişiklik demek gri maddenin yoğunlaşması demektir.

Bir başka etkisi ise beyindeki olaylara farklı açılardan bakmamıza yarayan, empati ve şefkat duygularımızın kontrol edildiği beyin bölgemizin -Temporo Parietel Junction- meditasyonlar sonucunda aktif olmasıdır. 8 hafta düzenli olarak meditasyon yapan kişiler hem zihinsel açıdan sağlıklı kalabilir hem de beyinlerinde oldukça sağlıklı etkiler görmek mümkündür.

 

Mindfulness’ın Yaratıcısı

Amerikalı bir tıp profesörü olan Jon Kabat Zinn, çözülemeyen sorunlar ile ilgili araştırmalar yapmıştır. Araştırmalar sonucunda Mindfulness temelli stres azaltma yöntemini kullanmaya başlamıştır. Jon Kabat Zin mindfulness ve meditasyon hakkında şunları söylüyor:

 

“Her şey bize tamamen anın içinde olma olasılığını anımsatarak o anın öğretmenine dönüşebilir: havanın tenimizi usulca okşayışı, ışık oyunları, birinin yüzündeki ifade, vücuttan gelip geçen bir kasılma, aklımıza gelen bir düşünce. Herhangi bir şey. Her şey. Tabii eğer farkındalıkla karşılanırsa.”

 

Siz de mindfulness deneyimini merak ettiyseniz, yapmanız gereken tek şey bir sonraki eyleminizde tüm duyularınızla yapmak istediğiniz eylemi gözlemlemek. Unutmayın gözlemlemek; sürekli, niyetli, açık, önyargısızca ve arkadaşça olmalı. Kendinizi ve hareketlerinizi yargılamadan sadece fark etmek, gerçek bir mindfulness anıdır.

Yazan: Sena Nur Özdemir

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji

Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5