Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Pozitif Psikolojide Akışta Kalmak

Pozitif Psikolojide Akışta Kalmak

Pozitif Psikoloji

Psikologlar insan davranışını incelerken psikoloji tarihi boyunca genellikle olumsuza odaklanmıştır. Psikolojik hastalıkların tanısı ve tedavisine o kadar odaklanmışlardır ki, davranışın pozitif yönünü uzun bir süre ihmal etmişlerdir.

Bireyin ruh hali doğrusal bir çizgi olsaydı, eksi sayılardan 0 noktasına gelmek klasik ekolle başarılabilir. İşte bu noktada pozitif psikoloji sizi 0 noktasından artı sayılara çıkarabileceğini vadeder. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmakla birlikte “insanların doğru olan yönleriyle ilgilenmeye” ve “onları geliştirmeye” odaklanmaktadır (Yıldız, 2015). Martin Seligman’ın öncüsü olduğu hümanistik psikolojiden türemiş olan bu alan son yıllarda fazlasıyla popülerdir. Psikolojik iyi oluş, otantik mutluluk, farkındalık ve akış kavramları pozitif psikolojide önemli kavramlardır. Bu yazıda sizlerle birlikte pozitif psikolojinin kavramlarından biri olan akışı kavramaya çalışalım.

 

Akış nedir?

Akan bir nehrin içinde olduğumuzu düşünelim. Şiddetle ilerleyen bu suyu durdurmak mümkün değildir. Dolayısıyla kendimizi suya olduğumuz gibi bırakırız ve nehrin bizi sürüklemesine müsaade ederiz. İşte akış da böyle bir histir, zamanın akmasına müsaade etmektir. Zamanın içinde kaybolan bireyler olarak odaklandığımız şeyin hep mutluluğu aramak olduğu yanılgısına kapılırız. Akış teorisine göre mutluluk aranmakla elde edilmez, ancak hayatın bize verdikleri ve aldıkları bir dengede olursa mutluluğa kavuşabileceğimizi savunur. Gündelik hayatımızda yaşanan olaylar, verdiğimiz kararlar, yetemediğimiz anlar bize yoğun kaygılar yaşatır. Bu kaygılara öyle yoğunlaşırız ki, zihnimiz bu endişelerin içinde boğulur. Bu noktada akışı sağlamak gerekir ve pozitif psikolojinin önemli noktalarından biri olan anda kalmak ve anı yaşamak tam olarak burada devreye girmelidir.

Kişi anı en verimli haliyle yaşamalıdır ve iç motivasyonu etkin olmalıdır. Akış anında yaptığımız şeyler bizim için sorumluluklarımızdan önde geliyor; tutkumuz için elimizden geldiğince çabalamaya başlıyoruz. Akış teorisi kısaca tutkularımızı fark ettiğimiz bir yolculuk, zorlandıklarımız ve keyif aldıklarımız arasında dengeyi bulduğumuz bir durumdur.

Bazı kitapları okurken kendimizi öyle kaptırırız ki etrafımızda olan biteni anlamaz ve duymayız, zaman öylece akıp gider. Akışta olan birey belirli davranışları sergileyebileceği hedefler belirler ve bu hedefleri gerçekleştirebilmek için gereken becerileri kullanmaya başlar. Burada önemli olan nokta kişinin bu beceriyi karşılayabilmesidir. Satranç oynamak bunun için en güzel örneklerdendir. Kişi satranç oynarken tek odak noktası rakibini yenmektir ve bunun için koyduğu hedefleri gerçekleştirmesi gerekir. Tabii bunu başarabilmesi için satranca yeterince hâkim olmalıdır. Öte yandan basit ve gündelik aktiviteler de akışın bir parçası olabilir. Yürüyüş yapmak, temizlik yapmak veya eşyaları organize etmek gibi.

 

Akışta kalmaya engel olan faktörler:

  • Günümüzde zorlu süreçlerden geçerek elde edilen veya oluşturulan şeyler hazır bir şekilde önümüze konmaktadır. Dolayısıyla toplum olarak süreçten çok sonuç odaklı yaşıyoruz ve bu amaçlarımızı elde etmek için çıktığımız yolda çabuk bıkmamıza sebep oluyor.
  • Bir şeyler yaparken bundan keyif almak ve hislerimize öncelik vermek yerine,’’ ne kadar iyi yaptım acaba? ‘’neden iyi olmadı?’’ gibi performansımıza dayalı yanlış sorular sorarız. Bunun yerine kendimize ‘’Bunu yaparken keyif aldım mı?’’ ‘’Bana iyi geldi mi?’’ gibi sorular sormalıyız.
  • Toplumda kabul görme isteğimizden dolayı kendimizi hep daha iyi olanlarla kıyaslayıp açığımızı ararız. Bu da özgün olmamızı engelleyerek popülist akımın bizi esir almasına müsaade eder.
  • Genellikle keyif alarak yaptığımız basit, sıradan şeyler toplum tarafından önemsiz görülür bazen küçümsenir. Örneğin sizin pul koleksiyonu oluşturmanız veya çiçek bakmanız başkalarına ‘’saçma’’ gelebilir. Bu da sizi bu uğraşlardan soğutabilir.
  • Akışı sağlamak için kendinizi zorlamak sizi amaçtan saptırır. Zorlama size yoğun kaygı oluşturabilir. Fazla kaygı duymak da sizi yaptığınız şeye karşı yetersiz hissettirir.

 

Akışta kalmanın yolları:

Akışta kalmak çoğu birey için hiç kolay değildir. Bunu yapabilmek için kendinize çok yüklenmeyin; bu, amaçtan sapmanıza sebep olacaktır. Kendinize baskı yapmak yerine zaman tanıyarak aşama aşama ilerlemenizi tavsiye ediyoruz.

  1. Kendinize odaklanın. İç sesinizi dinleyerek kendinizi anlamaya çalışın. İçinizden geldiği gibi davranın. Örneğin hayır diyebilmeyi öğrenmek çok önemlidir.
  2. Kendinizi düşünün. Kulağa bencilce gelebilir fakat hayatınızdaki en önemli faktörün kendiniz olduğunun farkına varırsanız, sizin için her şey daha iyi olacaktır. Başkalarına faydalı olmanın yolu kendi iyi oluşunuzdan geçer.
  3. Bakış açınızı değiştirin. Hayatta her şey planladığımız gibi ilerlemez, bunu kendinize dert etmek yerine kendinize şunu hatırlatın; dünyanın sonu gelmedi sonuçta!
  4. Anda kalın. Geçmişe takılıp kalmak veya geleceği düşünmekten ana odaklanamamak şu an yapabileceğiniz aksiyonlar için en büyük engellerdir. Geleceğiniz için gerçekleştirmek istediğiniz hedefleri şu ana odaklanarak gerçekleştirin.
  5. Güne mutlu başlayın. Sabah uyandığınızda yüzünüzden gülücüğü eksik etmeyin. Müzik açın, dans edin, kendinizi anın akışına bırakın.
  6. Kendiniz olmayı öğrenin. İnsan olarak toplumda kabul görme isteğiyle benliğimizi görmezden geldiğimiz anlar olabilir. Olmadığımız biri gibi davranmak bizi daha kolay yıkar. Bu nedenle kendin olmaktan çekinme ve benliğini kabul et.
  7. Sosyalleşmeyi unutmayın. Sosyalleşmek, insanlarla konuşup dertleşmek size hayatınızdaki problemlerin ne kadar göreceli olduğunu gösterecektir.

 

Kaynakça:

https://uskudar.edu.tr/pozitif-psikoloji/mutluluk-biliminde-akis-hali

https://www.wengood.com/tr/kisisel-gelisim/rahatlama/art-akista-kalmak-birakmak

https://tuba-aydin.com/akis-nedir/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Pozitif_psikoloji

Yıldız, H. (2015) Pozitif psikolojik sermaye, örgütsel güven ve örgütsel vatandaşlık davranışı arasındaki ilişkinin incelenmesi: bir alan araştırması (doktora tezi). Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (389823).

Yazan: Psikolog Leylanur Akdağ

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5