Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bağlanma Stilleri ve Romantik İlişkiler

BAĞLANMA STİLLERİ VE ROMANTİK İLİŞKİLER

Bakım veren ile bebeğin ilk teması sonrasına gelişen bağlanma stili kişinin yaşamı boyunca onu etkileyen bir etki taşıyabilmektedir. Çünkü bakım verenin yaklaşımı, bebeğin dış dünyaya ilişkin algılarını ve tutumlarını şekillendirir. Kişinin yaşantısındaki sorumluluk bilincini, davranış ve tutumlarını etkilediği gibi kurduğu ilişkilerin niteliklerini de etkilemektedir. Bu bağlamda bakıldığında, bağlanma stilinin bireylerin kurmuş oldukları romantik ilişkiler, sosyal ilişkiler ve iş ilişkileri üzerinde etkisi bulunmaktadır.

Bebeğin bakım verenine karşı güven ve yakınlık hissi, yetişkinlik sürecinde kuracağı romantik ilişkilerindeki rolünün ve uyumunun köklerini oluşturmaktadır. Bu nedenle yapılan çalışmalar bizlere ilişki içerisinde bulunacağımız partner seçimi ve romantik ilişkilere yüklenen anlam konusundaki tercihlerimizin üzerinde bağlanma stilimizin anlamlı bir etkisi olduğunu göstermektedir. O kişiyi seçme nedenimiz ve kurduğumuz ilişkinin derinliğinin temeli aslında bugünden çok daha öncesinde, bebeklik dönemimizde atılmıştır. Kişilerin bağlanma örüntüleri, bu kişilerin partner seçimler gibi, sahip oldukları romantik ilişkilerin doğası ve duygusal kalitesi hakkında da bilgi verebilir. Bu nedenle bağlanma stilleri ve romantik ilişkilerin birbiriyle bağlantılı olduğunu söylemek mümkündür.

GÜVENLİ BAĞLANMA

Bakım veren tarafından temel fiziksel ihtiyaçları ve duygusal ihtiyaçları zamanında karşılanan ve bunun sonucunda güvenli bağ kurmayı başaran bir bebek, birey haline geldiğinde daha uyumlu ilişkiler kurabilmektedir. Bebeklik döneminde temel ihtiyaçların karşılanmasına dayalı olan güvenli bağlanma stili, yetişkinlik sürecinde karşılıklı ilişki ve uyuma dayalıdır. Bağlanma stilleri, partner seçimini ve partnere karşı olan bakış açısını etkilemektedir.

Güvenli bağlanma stiline sahip kişiler kendilerinin arkadaş canlısı, iyi huylu ve sevecen olduklarını, hayatlarındaki diğer önemli kişilerin ve partnerlerinin de genel olarak iyi niyetli ve güvenilir olduğunu düşünme eğilimindedir. Bu eğilimin etkileri nedeniyle, güvenli bağlanma stiline sahip bireyler romantik ilişkilerini uyumlu, mutlu, destekleyici ve güvenilir olarak tanımlamaktadır.

İlişkilerinde güvenli bağlanan bireyler, ihtiyaçlarının karşılanacağına inandıkları için partnerlerine karşı duydukları güven ve ilişkideki uyumları daha yüksektir. Güvenli bağlanan bireyler kendilerini ve ilişkiden beklentilerini daha açık ve net olarak belirtebildikleri için problem çözme ve çatışmaları yönetme süreçleri daha sağlıklı ilerlemektedir. Bu durum, bağlanma stilleri ve romantik ilişkilerin birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Güvenli bağlanma örüntüsüne sahip bireyler kurdukları romantik ilişkilerde partnerine yakın olmak, partnerine karşı duygusal olarak bağlanmak ya da partneri tarafından terk edilmek konusunda endişe duymazlar. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular, bireylerde güvenli bağlanma stilinin düzeyi arttıkça partner seçimi konusunda gösterdikleri kriterlerinde artacağını belirtmektedir.

Ayrıca yapılan çalışmalar güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin, kendilerine benzer şekilde güvenli bağlanma stiline sahip partnerlerle birlikte bir romantik ilişki içinde bulunma eğiliminde olduğunu, çünkü öncelikli hedeflerinin ilişkide destek ve güven duygusu hissi olduğunu iddia etmektedir. Bazı araştırmalar, güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin tercih edilmesinin nedeninin güvenilirlik ve duygusal bağlanma konusunda yüksek potansiyele sahip olmalarıyla ilişkilendirmiştir. Bir diğer iddia ise ilişkide her iki tarafta güvenli bağlanma stiline sahip olduğu takdirde ilişkinin daha tutarlı ve başarılı ilerleyeceğini savunmaktadır. Bu durum bağlanma stilleri ve romantik ilişkilerin birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.

 

KAYGILI BAĞLANMA

Bebeklik sürecinde kendini yeterince güvende ve değerli hissetmeyen bebeklerde ayrılık kaygısı ve ayrılık protestosu ortaya çıkabilmektedir. Kişi, yetişkinlik sürecinde de istediği ilgiyi partnerinden alamayacağı kaygısını taşıdığı için ayrılık kaygısı güçlenebilmektedir.

Kaygılı bağlanma stiline sahip olan bireyler, kendilerini yanlış anlaşılan, onaylanmayan ve yeterince takdir edilmeyen kişiler olarak tanımlamaktadır. Bu bireyler kendileri için önemli olan kişileri ya da partnerlerini güvenilmez ve kalıcı ilişkilere karşı isteksiz kişiler olarak nitelendirme eğilimindedir. Kaygılı bağlanan kişiler romantik ilişkilerini cinsel çekim, kıskançlık ve belli olmayan duygusal değişim olarak tanımlamıştır.

Kaygılı bağlanma örüntüsüne sahip insanlar, partnerinin kendisine bağlanmak konusunda isteksiz olduğunu, sıklıkla partnerinin onu sevmediğinden ve terk edeceğinden endişe duyduğunu, genellikle partnerine karşı aşırı derecede yakın olmak istediğini belirtmektedir. Bireyin bağlanma stili ve romantik ilişkilerinin örüntüsü birbiriyle uyuşmaktadır.

Bu bireyler ilişkide sürekli kendi endişelerine odaklı işlevsel olmayan düşüncelere sahiplerdir. Bu nedenle partnerlerinden gelecek olan onaylamama, desteklememe veya reddetme sinyallerine karşı aşırı duyarlı olmaktadırlar. Aynı zamanda bu kişiler onaylanmama ve desteklenmeme endişesine sahip oldukları için kendini ifade etmek ve karar almak konusunda zorlanmalar yaşarlar. Bu nedenle ilişkilerinin içinde bulunan sorunları çözme ve çatışma yönetme konusunda başarılı değillerdir. Bu durumun doğal sonucunda da ilişkileri zarar görebilmektedir.

Kaygılı bağlanan kişiler, en çok ihtiyaç duydukları anda partnerlerinin yanında olmayacağına dair yoğun bir endişe yaşayabilmekte ve bu nedenle fazla talepkar olabilmektedirler. Bu kişiler partneriyle birlikte olmaya, aşırı yakınlığa ve sahip olduğu yoğun endişelere o denli odaklanırlar ki, sonucunda en yakın olmak istedikleri kişiyi kendinden uzaklaştırırlar.

 

KAÇINGAN BAĞLANMA

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler hem sosyal ilişkilerinde hem de romantik ilişkilerinde insanlardan uzak durma eğilimine sahip olduklarını belirtmektedirler. Bu kişiler için romantik bir ilişkiye başlama ve sürdürme süreci oldukça sancılı ve zor ilerleyebilir. Bu kişiler kendilerini ilişki içerisinde şüpheci ve mesafeli olarak tanımlarken, karşılarındaki kişileri temelde güvenilmez ve aşırı istekli olarak nitelendirmektedir. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, başkalarına yakın olmaktan rahatsız olduklarını, partnerlerine güven duymakta zorlandıklarını ve partneriyle yakınlaştığı takdirde stresli ve gergin hissettiğini belirtmektedir. Bu kişiler ihtiyaç duydukları zaman partnerinin yanında olmayacağını düşünür, fakat bu durumdan endişe duymazlar.

Bağımsızlıklarına karşı aşırı düşkünlük gösteren kaçıngan bağlanma stiline sahip bu bireyler, kendi ihtiyaçlarını her koşulda kendileri karşılamaya çalışırlar. Kaçıngan bağlanma örüntüsüne sahip bireyler için korkutucu olan durum ihtiyaçlarının partnerleri tarafından karşılanmaması değil, partnerlerinin kendilerine fazla yakınlaşmasıdır. Bu kişiler, kişilerarası ilişkilerinde ve romantik ilişkilerinde mesafeli davranmayı tercih etmektedir. 6Kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamayı tercih eden bu bireyler, partnerlerinin iletişim kurma çabalarına, isteklerine ve beklentilerine karşı kendilerini kapatabilirler.

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler partnerinin yakınlığını bir risk olarak algılama eğilimindedir. İşlevsel olmayan bu düşünceleri nedeniyle kurdukları romantik ilişkileri zedelenir ve yüzeysellikten ileri gitmekte zorlanan, derinlikten yoksun bir şekilde süregider. Bu kişilerin ilişkilerinde derinlik ve yoğun duygusal bağ görülemediği için genellikle kısa sürmektedir. Bu durum bağlanma stilleri ve romantik ilişkilerin birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.

 

KARMAŞIK BAĞLANMA

İhtiyaçları zamanında ve istikrarlı olarak karşılanmayan bebekler, büyüyüp birer yetişkin haline geldiğinde depresif, asabi, pasif, başkalarına duyarsız olma eğilimindedirler. Bu bireyler genellikle anlamlandıramadıkları ve çözüm getiremedikleri bir korku yaşayabilirler, çünkü temel güvenlik duygusundan yoksunlardır. Bu olumsuz duyguların ilişkiye yansımaması kaçınılmazdır.

Karmaşık bağlanan yetişkinler, oldukça inişli-çıkışlı ve dramatik ilişkilerin içinde bulunabilirler. Duygularından uzak kalmaya çalışan fakat bunu başaramayan karmaşık bağlanma örüntüsüne sahip birey, genellikle terk edilme duygusu ile boğuşur fakat aynı zamanda samimi olmak konusunda da zorlanmalar yaşayabilir. Reddedildikleri takdirde partnerine daha fazla yaklaşma ihtiyacı duyarken, fazla yakın olduğunu düşündüklerindeyse sıkışıp kalmış gibi hissederler. Bu durum bağlanma stilleri ve romantik ilişkilerin birbiriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Karmaşık bağlanma örüntüsüne sahip yetişkinler adına, güvenlik için yanında olmak istedikleri kişi ile yakın olmaktan korktuğu kişi aynı insandır. Tüm bu nedenler neticesinde, bu bireyler karmaşık ya da öngörülemez davranışlar gerçekleştirme eğilimindedir. Bu durum partneri için zorlayıcı ve  korkutucu olabilmektedir.

Bebeklik dönemimizde, bakım verenimiz tarafından temel ihtiyaçlarımızın karşılanma süresi ve bakım verenimizle kurduğumuz duygusal bağ nedeniyle farklı bağlanma stillerine sahip olabiliriz. Bebeklik dönemimizden itibaren gelişen bu bağlanma stilleri yaşantımızın ilerleyen süreçlerini ve sosyal ilişkilerimizi de etkilediği düşüncesi birçok araştırma tarafından da desteklenmektedir. Fakat bu durum kişilerarası ilişkilerimizde ve romantik ilişkilerimizde etkisi olan bağlanma stilimizin bir kader olduğu anlamına gelmemektedir. Kurulan ilişkilerde bireysel etkiler, sosyal öğrenmeler, kültür gibi faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. Aynı zamanda birey yaşamına ve ilişki algısına ait işlevsel olmayan düşünceleri fark edebilir ve bu düşünceleri değiştirmek için adımlar atmayı seçebilir.

 

KAYNAKÇA

BABAHANOĞLU, R. (2021). GENÇLERİN BAĞLANMA STİLLERİ ile es SEÇİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ. Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisihttps://doi.org/10.46218/tshd.900972

 

CHAPPELL, K. D., & DAVIS, K. E. (1998). Attachment, partner choice, and perception of romantic partners: An experimental test of the attachment-security hypothesis. Personal Relationships5(3), 327-342. https://doi.org/10.1111/j.1475-6811.1998.tb00175.x

 

FRAZIER, P. A., BYER, A. L., FISCHER, A. R., WRIGHT, D. M., & DEBORD, K. A. (1996). Adult attachment style and partner choice: Correlational and experimental findings. Personal Relationships3(2), 117-136. https://doi.org/10.1111/j.1475-6811.1996.tb00107.x

 

Hazan, C., & Shaver, P. (1987). Romantic love conceptualized as an attachment process. Journal of Personality and Social Psychology52(3), 511-524. https://doi.org/10.1037/0022-3514.52.3.511

 

Holmes, B. M., & Johnson, K. R. (2009). Adult attachment and romantic partner preference: A review. Journal of Social and Personal Relationships26(6-7), 833-852. https://doi.org/10.1177/0265407509345653

 

Luden, D. (2020). How Your Attachment Style Affects Your Marriage. Psychology Today.

 

Simpson, J. A. (1990). Influence of attachment styles on romantic relationships. Journal of Personality and Social Psychology59(5), 971-980. https://doi.org/10.1037/0022-3514.59.5.971

Solmuş, T. (2008). Bağlanma ve Askin iki yüzü.

 

Yazan : Gizem Bozdağ

 

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5