Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Parasosyal Etkileşim

İzlediğiniz dizi/filmlerdeki karakterlere kendinizi yakın hissettiğiniz zamanlar oldu mu? O karakterler üzüldüğünde üzüldüğünüz, sevindiğinde sevindiğiniz oldu mu? Çok sevdiğiniz bir karakter diziden ayrıldığında öfkeleniyor, üzülüyor veya diziyi izlemeyi tamamen bırakıyor musunuz?

Eğer cevabınız evet ise gelin sizi Parasosyal Etkileşim kavramı ile tanıştıralım.


Parasosyal etkileşim nedir?

Parasosyal Etkileşim, medya karakterleri ile izleyici arasında kurulan yakın bağı tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Bu kavram 1956 yılında Horton ve Wohl tarafından önerilmiştir. Horton ve Wohl, televizyon izleyicisi ve medya karakterleri arasında iletişime benzer bir ilişkinin ortaya çıktığını ve bu yüzden televizyon izlemenin de bir tür sosyal etkileşim olduğunu öne sürmüştür. Ancak buna ek olarak, bu ilişkinin tek taraflı olduğu ve kontrolün izleyicide olduğunu da belirtmiştir. Medya karakteri, kendisiyle kurulan etkileşimden haberdar değildir. Ama tabii ki günümüz şartlarına ve dijital bir çağda yaşamamıza bağlı olarak bu tek taraflı ilişki sosyal medyada kırılabiliyor.

Parasosyal etkileşim ile bağlantılı kavramlar

Parasosyal etkileşim ve parasosyal ilişki kavramları birbiriyle bağlantılıdır. Etkileşim, seyircinin yayın sırasındaki tepkilerini açıklarken; ilişki, seyircinin yayın sırasında ve sonrasındaki düşünceleri ve yaptığı yorumlamaları içerir. Kısaca şunu söyleyebiliriz: Parasosyal ilişki, parasosyal etkileşimin uzun sürmesiyle beraber gelişir.

 

Parasosyal katılım, izleyicinin bu sürece katılımını tanımlar ve üç alt boyuta sahiptir: bilişsel, duygusal ve davranışsal. İzleyicinin karakter hakkında düşünmesine bilişsel katılım denir. Karakterin duygularını paylaşması ve karakterin davranışlarına duygusal tepkiler geliştirmesi duygusal katılımın göstergesidir. Davranışsal katılım ise izleyicinin karakterle ilgili diğerleriyle konuşmasını içerir.

Parasosyal etkileşim ile sıkça karıştırılan bir başka kavram ise özdeşleşmedir. Seyircinin medya karakterinin yaşadıkları kendi yaşıyormuş gibi hissetmesi ve kendisini onun yerine koyması ve onun gibi olmak istemesine özdeşleşme denir. Yani, bu kavramlar farklıdır. İzleyici parasosyal etkileşimde izlediği karakteri yakın biri gibi görebilir ama o karakter gibi olmak istemez.

İlişkilerin sonlanabileceği gibi parasosyal ilişkiler de sonlanır. Parasosyal etkileşim kurulan karakterin dizi veya programdan ayrılması veya programın tamamen bitmesi durumunda, izleyici izlemekten vazgeçebilir veya karaktere olan ilgisi azalabilir. Yani, parasosyal ayrılık yaşanır. Kişilerarası ilişkilerin bitmesi ne kadar üzücüyse, parasosyal ilişkinin de bitmesi kurulan etkileşime bağlı olarak o kadar üzücü olabilmektedir.

Parasosyal etkileşim nasıl gerçekleşir?

1. İzleyicinin bağ kurmasının nedenlerinden birisi de televizyon programlarında gerçeğe çok yakın konuların ele alınmasıdır. Bu sayede izleyici gerçeğe çok yakın olaylar izlediğinde karakterlerle parasosyal etkileşim kurar.

2. Ayrıca, medya karakterlerinin direkt seyirciye konuşması da bu bağın oluşmasında güçlü bir nedendir. Pek çok araştırma sonucunda seyirciye doğrudan hitap eden medya karakterleriyle daha fazla etkileşim kurulduğu belirlenmiştir.

3. Son olarak, etkileşimin kurulmasındaki önemli nedenlerden biri karakter ve izleyici arasındaki yakın ilişkidir. Seyirci, düzenli aralıklarla gördüğü medya karakteri ile bir ilişki kurar ve böylece karakter, izleyicinin yaşamının bir parçası olur.

 

Karakterin Çekiciliği

Karakterin çekiciliği de parasosyal etkileşimde önemli bir faktördür. Genelde medyada fiziksel çekicilik ön plandadır fakat buna ek olarak, sosyal ve görevsel çekicilik de bağ kurmada etkili olabilmektedir. Karakter ile seyircinin benzerlikleri varsa buna sosyal çekicilik denir. Medya karakterinin hitap şekli ve kamera kullanımına bağlı olan çekicilik ise görevsel çekiciliktir. Çekicilik kültürden kültüre değişebilir.

Parasosyal etkileşim neden ortaya çıkar?

Sosyal bir varlık olan insan, sosyal ilişki ihtiyacını karşılayabilmek için yakın ilişkiler kurar. Eğer birey sosyal ilişki ihtiyaçlarını diğer insanlarla etkileşime girerek karşılayamazsa, medya aracılığıyla bu ihtiyacı karşılamaya çalışabilir. Bu bir baş etme stratejisidir, çünkü sosyal ilişkilerden alamadıkları doyumu parasosyal ilişki ile alabilirler.

Utangaç ve sosyal açıdan kaygılı kişilerin böyle bir etkileşim kurması olasıdır. Karakterlerle kurulan ilişki tek yönlü olduğu için bu bağın kontrolünün izleyicinin elinde olması sosyal kaygıyı azaltıyor olabilir. Olumsuz beden algısı olan bireyler de benzer şekilde böyle bir etkileşim kurabilmektedir.

Ayrıca, yalnızlık ve artan depresif belirtiler de parasosyal etkileşimin kurulmasının nedenlerindendir. Yalnız bireyler karakterlerle etkileşim kurduklarında hem sosyal ilişki ihtiyacını giderirler hem de yalnızlıkla baş edebilirler.

 

Televizyon izleme -ya da ekrana bakma da diyebiliriz- süresi ve parasosyal etkileşim arasında da pozitif bir ilişki vardır. Bazı çalışmalar düşük evlilik doyumunun parasosyal ilişki için güçlü bir belirleyici olduğunu gösterirken; bazı çalışmalar ise parasosyal etkileşimin ilişki beklentisini artırdığını göstermektedir. Örneğin; evliliğinde mutsuz olan bir izleyici parasosyal etkileşim kurarak bu durumla baş edebilir veya romantik bir karakteri gören izleyici eşinden de bunu bekleyebilir.

Parasosyal etkileşim düşük benlik saygısı olan bireylerce de kurulur. Böylece ideal benliklerine yaklaşarak daha olumlu bir kendilik algısına sahip olabilirler.

Kısaca şunu söyleyebiliriz: Parasosyal etkileşim çok fazla psikolojik değişken ile ilişkili olabilir.

Tehlikeleri

İhtiyacımız olan sosyal etkileşimi kurmak için beslendiğimiz bu kaynaklar beklentilerimizi hedef alır. Bize beklediğimizi verir ya da beklenti ortaya çıkarır. Bu durum kişilerarası ilişkilerde daha fazla problem yaşamamıza neden olabilir. Eşlerimiz, arkadaşlarımız, akrabalarımız ve daha pek çok kişiyle olan iletişimimiz ideal bir ilişki beklentisi ile bozulabilir.

Örneğin, ülkemizde son zamanlarda giderek popülerleşen Kırmızı Oda ve buna benzer psikoterapi konulu diziler kişilerin ihtiyacı olan anlaşılma, değer görme, sevilme gibi bazı bilişsel ve duygusal beklentileri karşılar. Karakterle benzer noktalar bulan ve etkileşim kuran bazı izleyiciler, onların olumlu değişimlerine şahit olurken, psikoterapinin sahiden de böyle düz bir çizgide sorunsuz işlediğini düşünerek psikoterapistlere karşı beklenti geliştirebilmektedir.
Ek olarak, özellikle ergenlik çağındaki gençlerin medya karakterlerini rol model olarak seçebildikleri bir gerçektir. Günümüzde neredeyse herkesin elinde bir dijital cihaz mevcut ve birçok insan sosyal medyada rol model aldıkları kişileri takip etmekte. Bu nedenle örnek aldıkları kişi gibi olmaya çabalayan ergenlerin psikolojik sağlıkları olumsuz olarak etkilenebilir.

Kaynak

Aytulun, G. & Büyükşahin-Sunal, A. (2020). Medya Karakterleriyle Kurulan Parasosyal Etkileşim. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 12 (4), 494-506. https://doi.org/10.18863/pgy.688117

Batıgün, A. D. & Sunal,  A. B. (2017). TV Dizilerinde Yer Alan Karakterlerle Kurulan  Parasosyal Etkileşim: Evlilik Doyumu, Psikolojik Belirtiler ve Bazı Sosyo-demografik Değişkenler Açısından Değerlendirme. Türk Psikoloji Dergisi, 32(79), 52-66.

Şeker, S. (2018). Parasosyal etkileşim: kişilik özellikleri, sosyal destek ve bazı psikolojik ve sosyo-demografik değişkenler açısından bir inceleme. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Yazan: Psk. Bahar Kaya

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5