Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Pygmalion Etkisi

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Pygmalion Etkisi

 

Kendini gerçekleştiren kehanetin (Pygmalion etkisi) ne olduğuna gelin beraber bakalım. Daha önce hiç aklınıza gelenin başınıza geldiği oldu mu? Ya da iyi düşün iyi olsun, kötü konuşma kötüyü çağırma gibi deyimleri sık sık kullanır mısınız? Öyleyse bu durumların psikolojik sebebine bir göz atalım.

Kendini gerçekleştiren kehanet ne demek?

Kehanetin TDK anlamı bir olayın ya da durumun gerçekleşeceğini önceden bilmek olarak geçiyor. Peki kehanetin kendi kendini gerçekleştirmesi nedir? Kendini gerçekleştiren kehanet kişinin inandığı bir olayın ya da durumun başına geleceğini düşünmesi ve farkında olmadan davranışlarına yansıtarak beklentileri doğrultusunda kehaneti gerçekleştirmesini anlatan psikolojik bir etkidir.

 

Bir başka deyişle kişinin başkaları hakkında oluşan beklentisinin, bu düşünceler ile beraber davranışları ve gerçekleşen olayı şekillendirebilmesidir. Bu şekillendirmeler olumlu ya da olumsuz olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin 1960’larda yapılan Rosenhan deneyi olumlu şekillendirme için oldukça güzel bir örnek olacaktır. Robert Rosenhan bir okuldaki öğretmenlere, uzmanlar tarafından yapılan testin sonucu olarak beş öğrencinin yıl boyunca diğer öğrencilere göre üstün performans göstereceğini bildirmiştir.

Fakat ortada ne böyle bir test vardır ne de üstün performans gösterecek beş öğrenci. Bu öğrenciler rastgele seçilmiştir. Ancak yıl sonunda rastgele seçilen beş öğrencinin gerçekten diğer öğrencilere kıyasla daha iyi performans gösterdiği görülmüştür. Çünkü öğretmenler seçilen beş öğrenciye daha ılımlı yaklaşmışlardır. Sorularına daha fazla yanıt vermişler ve daha fazla geri bildirimde bulunmuşlardır. Böylece daha fazla ilgi gören çocukların başarıları gözle görülür şekilde artmıştır ve Rosenhan bu deneyle bir kehanetin nasıl kendini gerçekleştirebildiğini göstermiştir.

 

Bir deneyin yanı sıra günlük yaşantıdan da bir örnek vermek istiyorum. Bir kişi düşünelim, bu kişi diğer insanlar tarafından sevilmediği, değer görmediği ve umursanmadığı düşüncesine sahip. Fakat kim onunla etkileşime geçerse bu etkileşime olumsuz bir tavırla karşılık veriyor. Çünkü kendisini bu etkileşime değer görmüyor ve karşıdakinin kendisini kullanabileceğini düşünüyor. Bir süre sonra onunla iletişime geçen kişilere karşı sert ve negatif tavır sergilediği için insanlar da bu kişi hakkında olumsuz düşünmeye başlıyor.

Böylece konuştuğu ve iletişim kurduğu kişi sayısı gittikçe azalıyor. Sonucunda ise kendisinin sevilmediği ve umursanmadığı düşünceleri için kendi kehanetini gerçekleştirmiş oluyor.

 

Bu durum genelde farkında olmadan (bilinçdışı süreçte) harekete geçer. Çünkü insanlar inandığı şeyleri doğrulamaya yönelik olarak davranmaya başlar. Bu düşüncenin doğru ya da yanlış olmasına gerek yoktur. Neye inanırsanız, beyniniz inandığınız şeyi haklı çıkarmak için çabalar ve buna göre hareket eder. Fakat bu etkinin olumlu etkisi de göz ardı edilmemelidir. Olmasını istediğiniz konuları düşüncelerinizde ve zihninizde canlandırarak kehaneti kendi lehinize kullanabilirsiniz. Başaracağınıza ve güzel şeylerin sizi bulacağına dair inancınızı sık sık tazelerseniz ve kendinize hatırlatırsanız zihniniz sizi haklı çıkarmak için uğraşacaktır. Karşınızdaki insanlar için beklentilerinizi oldukça güzelleştirmeyi de unutmayın. Hayatınızda kendinizi olumsuz etkilemek yerine, güzel döngüler içinde bulunmayı deneyin.

 

Yazan: Sena Nur Özdemir

 

Yazmanın İyileştirici Gücü Yazımızı Okumak İçin Tıklayın

Beynimizin Otomatik Pilotu Yazımızı Okumak İçin Tıklayın

  Instagram Sayfamızı Ziyaret Etmek İçin Tıklayınız

Leave a comment

0.0/5