Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Eylem Oburluğu / Eylem Doyumsuzluğu   

Eylem Oburluğu / Eylem Doyumsuzluğu


Tamamlandı, sıradaki?

Yapılacaklar listenizdeki her maddeye tik koymak ve hemen listedeki diğer maddeyi yerine getirmek için eyleme geçmek sizin için olağan bir şey mi? Cevabınız evet ise, bunun hiç de olağan olmadığını söylesem ne dersiniz?

Küçük veya büyük yaptığımız her iş, yerine getirdiğimiz her görev bizim için bir başarıdır. Bir işi tamamladıktan sonra en son ne zaman kendinizi tebrik ettiniz? En son ne zaman sıradaki yapılacak şeye geçmeden önce mola verip kendinize zaman ayırdınız? Görev diyerek sürekli yeni bir başarı elde etme yolunda eyleme geçmenize verdiğim bir isim var: Eylem oburluğu. 

Literatüre binge eating adıyla geçmiş olan ve Türkçesi tıkınırcasına yeme olan bir psikolojik zorlanmada kişi sürekli olarak tıkınır ve doyumsuzdur. Olaylarla başa çıkma biçimi ve duygularını dışavurma şekli yemektir. Kendini ifade edemediği için duygusunu bu şekilde yaşar. Ancak bu pek de sağlıklı bir duygularla başa çıkış şekli değildir. Eylem oburluğu da tıpkı bunun gibidir, yani duygularla başa çıkmaya çalışmanın sonucudur. Ancak tıpkı tıkınırcasına yemenin sağlıklı bir tepki olmadığı gibi, tıkınırcasına eylem de sağlıklı değildir. Her iki durumda da sonuç aynıdır: Duyguyla sağlıksız bir baş etme davranışı. 

 

Neden Sağlıklı Değildir?  
Eylem Oburluğundan Elde Edilen Kazanç ve Hedonik Adaptasyon

Kişi sürekli iş yapma davranışında bulunuyorsa, aynı zamanda o davranıştan elde ettiği bir kazanca sahiptir. Bu yüksek ihtimalle mutluluk, rahatlama, tatmin gibi bir duygudur. O duygu sadece bu iş ile elde ediliyorsa, davranış devam edecektir. Bağımlılıkta da bu böyledir; kazanç için madde kullanılır, madde için değil.

Hedonik adaptasyon kuramına göre kişiler iyi veya kötü olaylar sonrasında mutluluk veya mutsuzluk yaşayabilir, ancak bir zaman sonra tekrar olay yaşanmadan önceki mutluluk veya mutsuzluk seviyelerine geri dönmeye eğilimlidirler. Brickman (1978) piyango talihlileri arasında mutluluk üzerine bir araştırma yapmıştır. Piyango talihlileri piyango kazanmadan önceki hallerine kıyasla daha çok mutlu olmadıklarını belirtmişlerdir. Yani başta piyango kazanmak mutluluk verici olsa bile zaman geçtikçe etkisi sönmüştür.

Her tamamlanan görev de bize anlık haz verir ama sonrasında başlangıç pozisyonumuza geri döneriz. Bu pozisyon bizi rahatsız ettiğindeyse daha fazla haz arayışına girişiriz. Bunu bir bağımlının her seferinde dozu yükseltmesine benzetebiliriz. ‘’Daha fazla görev tamamla daha fazla!’’ diyen bir iç sese sahip olabiliriz. Böylece kişi dozu yükseltir ve daha fazlası için çabalar. Ama bu uzun vadede tüketicidir. Hatta eyleme duyulan açlık, eylem doyumsuzluğu kişinin görevleri dışındaki her şeye kör olmasını sağlar. Böylece kişi çevresine giderek körleşir. Bu iyi oluşu da olumsuz etkiler ve kişinin hayatının diğer alanlarındaki aktivasyonu giderek düşer. Kişi, bir kısır döngünün içinde her gün daha fazla görevi check eder.

Eylem Oburluğuyla İlgili Ne Yapmalı?

Eğer hedonik adaptasyonu önlersek ve duyguyu ortaya çıkarmanın sağlıklı bir yolunu bulursak eylem oburluğu düzelir mi? Kişinin bu durumdan etkilenmesini ve davranışı devam ettirmesini önlemek için kazandığı şey ile ilgili stratejilerini değiştirmesi gerekir. Bunun için kişinin kendisiyle ilgili keşif yapmaya açık olması da önemlidir. Bununla ilgili şöyle kısa bir yol izlenebilir:
 

  • Davranışın nedeni ve sürdüren faktörler. Davranışın nedenini öğrenmek için kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Bu davranışın kaynağı ne? İlk ne zaman bu davranışı sergilemeye başladım? Davranışı sergilemediğim zamanlarda nasıl biriydim, şimdi nasılım? Beni eylemden eyleme sürükleyen motivasyon ne?
     
  • Davranışa eşlik eden duygular. Ben bu davranışı yapmadan önce, yaptığımda ve yaptıktan sonra nasıl hissediyorum? Bu davranışı yapmadığımda/yapmazsam nasıl hissediyorum?
     
  • Davranışa eşlik eden düşünceler. Bu davranışı yapmadan önce, yaptığımda ve yaptıktan sonra neler düşünüyorum?
     
  • Davranışa eşlik eden fiziksel tepkiler. Eylemden eyleme geçerken bedenimde hangi duyumları hissediyorum? Bedenimde bir yerde ağrı sızı hissediyor muyum? Örneğin, masa başında çalışıyorsam bedenim ne diyor veya ayakta çalışıyorsam bedenim bana ne söylüyor?  
  • Davranışın yarattığı işlev kaybı. Bu davranışı yapmak hayatımın belirli alanlarında kayıplara, insanlarla ilişkilerimde bozulmalara neden oluyor mu? 
     

Bu tarz sorularla, kendinizi bir bilim insanı gibi sorgulayarak, eylemden eyleme geçmenize neden olan duygu ve düşünceleri fark edebilir ve bu davranışın nerede başlayıp neden devam ettiğini anlayabilirsiniz. Ancak bu sorular destekleyici olmasına rağmen yeterli olmayabilir. Eğer benim tanımımla ‘’eylem oburluğu’’ yaşıyorsanız ve bununla baş edemiyorsanız, bir uzmandan yardım almanız daha sağlıklı olacaktır. Dengede olarak eylemde bulunmanız dileğiyle.

 

Kaynak

Yüksekbilgili, Z. & Akduman, G. (2016). Sağlık Personelinin Mutlulukları Üzerine Bir Alan Araştırması: Aile Sağlığı Merkezlerinde Bir Uygulama . Finans Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Dergisi , 1 (1) , 71-84 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/fesa/issue/28680/296922

 

Yazan: Psk. Bahar Kaya

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5