Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Kardeş Kıskançlığı

Kardeş Kıskançlığı

Kıskançlık yaşam başladığından beri insanlık tarihinde var olan bir tutumdur. Kıskanan kişi değer verdiği kişiyle kurulan ilişkinin tehlikeye gireceğini düşünebilir. Bu yüzden büyük bir korku hissedebilir. Bu korku kişide karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz hisler yaratır. İnsanın değer verdiği kişiyle olan ilişkisi bazen gerçekten bozulabilir. Mutsuzluk, öfke ve korku hisleri ise kıskançlık durumlarında sıkça ortaya çıkabilen duygulardır. Her çocuk anne ve babasının sevgisini ve ilgisini bir kardeş ile paylaşmak istemez. Bu yüzden ebeveynler ve kardeşler sıkça rahatsız durumlar yaşayabilir.

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Kardeş kıskançlığı, küçük yaşlarda kardeş sahibi olan çocuklarda ortaya çıkabilen bir tutumdur. İlk çocuk, kendisine oyun arkadaşı olması için kardeş istediğini dile getirebilir. Fakat çocuk bir kardeş geldiğinde oyuncakları paylaşmasının, anne ve babasının ilgisini paylaşmasının gerektiğinin farkına varır. Ya da ilk çocuk, bir kardeşin varlığına hazırlıksız yakalanabilir. Bu paylaşımı kabullenmekte zorlanır ve olumsuz duygular yaşar. Bu olumsuz hisler, kontrol altına alınmazsa çocukta çeşitli davranış bozuklukları ortaya çıkarabilir.

Kardeş Kıskançlığı Belirtileri

Kıskançlık yaşayan çocuk birçok farklı belirti gösterebilir. Bu belirtilerin başında çocuğun anne ve babadan uzaklaşması gelir. Anne ve babasının artık onu sevmediğini düşünen çocuk içe kapanabilir, yemek yememeye başlayabilir ve bunlara benzer uzaklaşmayı işaret eden davranışlarda bulunabilir.

Bir başka belirti ise çocuğun kıskandığı kardeşine karşı şiddet eğilimi göstermesidir. Ayrıca olumsuz duygular ile baş etmeye çalışan çocuk, bir bebek gibi davranmaya başlayabilir. Örneğin altını ıslatma, parmak emme, yalancı emzik kullanmak isteme, bebek gibi konuşmaya başlama gibi davranışlar sergileyebilir.

Kardeş Kıskançlığında Ailenin Rolü

Her ne kadar kıskançlık çocuğun bir sorunu olarak görünse de burada büyük sorumluluk ebeveynlerdedir. Yeni doğan bebeklerin şüphesiz temel ihtiyaçları çok daha fazladır. Fakat ebeveynler yeni doğan bebeklerine gösterdikleri yoğun ilgiye odaklandıkları için diğer çocuklarını zaman zaman esirgeyebilirler. Birlikte daha az zaman geçirir ve diğer çocuğun ihtiyaçlarını göz ardı edebilirler.

Bazı zamanlar ise yeni bir kardeş geldiğinde, büyük olan çocuktan beklenen sorumluluk artar. Onun da bir çocuk olduğu unutulur. Başarılarının artması ve kardeşi için yapması gereken davranışlar için (örneğin oyuncak paylaşımı) baskılar başlar. Çocuk bazen yetersiz bazen de kötü hissettiği için olumsuz davranışlarıyla karşılık verebilir. Fakat bu davranışlar ebeveynler tarafından suçlanır ya da cezalandırılır. Bu cezalandırma yöntemi ise işe yaramaz ve çocuğun daha fazla kıskançlık hissetmesine yol açar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ebeveynlerin kardeş kıskançlığı konusunda alması gereken sorumluluk çocuğa yüklenmemelidir. Peki ebeveynler ne yapabilir?

Kardeş Kıskançlığı için ne yapılabilir?

Kıskançlığı bitirmek için elbette bir formül yoktur. Ancak ebeveynlerin bu durumu kontrol altına alması ve çözüm önerilerini uygulaması iki kardeş için de en sağlıklı yol olacaktır. Öncelikle her ebeveyn çocuklarına eşit yaklaşmalı, birbirleriyle kıyaslamadan eğitim vermelidir. Çocuğa eşit yaklaşmak aynı hediyeyi almak olarak algılanmamalıdır. Her çocuğun özel olduğu hissettirilmeli, değerli olduğu sık sık söylenmelidir. Hediye alınacaksa da her çocuğun ilgi alanına uygun hediyeler alınmalıdır.

Bunlara ek olarak çocuğun düşünceleri ve duyguları küçümsenmemelidir. Çocuğa yeni bir kardeşin oyun arkadaşı olmadığı anlatılmalıdır. Kardeşin ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar küçük olduğu ve sabırlı olması gerektiğini kardeşi büyüyünce onunla oynayabileceği anlatılmalıdır.

Ek olarak muhtemel olarak ailenin ve çocuğun yaşayacağı şeyler karmaşık olmayacak şekilde anlatılmalıdır. Elbette bu konuşma yapılırken çocuk korkutulmamalıdır. “Sen abi/abla oldun artık” “ama sen büyüksün böyle yapamazsın” gibi söylemlerde bulunulmamalı, çocuğun çocukluğu unutulmamalıdır. “Sen ondan daha güzelsin/yakışıklısın” “Ondan daha iyi bilirsin” gibi cümleler ise çocuğa cesaret vermek yerine aksine rekabet başlatır. Çocuk her alanda kendini kardeşi ile kıyaslamaya başlar. Bunun yerine sen benim biricik kızımsın/oğlumsun, ikiniz de farklısınız, sen iyi ki doğdun, seni seviyorum diyerek çocuğa sevildiği ve biricikliği hissettirilmelidir.

Olası kıskançlık durumlarında çocukla bu durum konuşulmalı ve duygularını ifade edebilmesi sağlanmalıdır. Annenin veya babanın çocuğa kendini açması, çocuğun duygularını açıkça söylemesi konusunda cesaretlendirici olabilir. Örneğin “Kardeşinin ihtiyaçları bazen beni de yorabiliyor, hiçbir şeyini kendisi yapamadığı için benim yardım etmem gerekiyor. Sana bazen daha az zaman ayırıyorum ama seni önceden sevdiğimden daha az sevmiyorum. Sen hala benim biricik çocuğumsun. Kötü hissedersen lütfen benimle paylaş.” gibi cümleler söylemek çocuğa kendini iyi hissettirecektir.

Unutulmamalıdır ki kardeş kıskançlığı normal bir durumdur. Eğer kıskançlık davranışları artarsa o zaman davranışlar değişebilir ve risk büyür.

Ebeveynler için not: Çocuğunuz kardeşini sevmiyor değil, sadece ona ve ilginin paylaşılmasına alışık değil. Bu duyguları hissetmek de onun suçu değil. Her çocuğa verilen ilgi eşit olmalı ve diğer çocuk esirgenmemelidir. Eğer bu kıskançlıkla baş edemiyorsanız bir uzmandan yardım alabileceğinizi unutmayın. Kurumumuz bünyesinde uzmanlardan çocuk terapisi için randevu alabilirsiniz. Sağlıklı ailelerde yetişen sağlıklı çocuklar görmek dileğiyle.

Yazan: Sena Nur Özdemir

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

 

Leave a comment

0.0/5