Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Duygular Bize Ne Anlatmaya Çalışıyor?

DUYGULAR BİZE NE ANLATMAYA ÇALIŞIYOR?

Hepimiz gün içinde çeşitli duygular yaşarız. Hatta çoğu zaman bu duyguların ve değişimlerinin farkına bile varmayız. Ama bazen durum bunun tam tersi olabilir. Duygularımızı fark etmede, anlamlandırmada ya da duygularımızla baş etmede problem yaşayabiliriz. Peki duygu nedir? Duygular bize ne anlatır? Duygular ne işe yarar? Gelin birlikte bu soruları yanıtlayalım.

Duygu Nedir?

Duygu, çoğunlukla bir uyaranın etkisiyle ortaya çıkarak düşünce ve davranışlarımıza etki eden sürecin bizde uyandırdığı hislerin tümünü ifade eder. Duygular mutluluk, memnuniyet, umut gibi olumlu ya da üzüntü, korku, öfke gibi olumsuz olabilir. Duyguyu oluşturan dört bileşen vardır; biliş, his, fizyolojik değişiklikler ve davranış.

Bunu bir örnek ile daha anlaşılır hale getirelim. Evinizde otururken zil çaldı ve kapıya yöneldiniz. Kapıyı açtığınızda uzun zamandır görüşmediğiniz ve sevdiğiniz bir arkadaşınızın geldiğini gördünüz. Biliş bu durumu nasıl anlamlandırdığınızı ifade eder. Arkadaşınızın gelmesi sizin için  olumlu mu, olumsuz mu? His duygunuzu ifade eder. Mutlu musunuz, üzüldünüz mü? Fizyolojik değişiklik bu olayın bedeniniz üzerindeki etkileridir. Heyecanlandınız mı? Kalbiniz daha hızlı atmaya başlamış olabilir mi? Davranış ise arkadaşınıza sarılmanız, onu öpmeniz gibi yaşadığınız duyguyu anlatan hareketlerinizin tümüdür.

Bu dört bileşenin duygunun ortaya çıktığı her an gerçekleştiğini ya da sürekli farkında olduğumuzu söylemek pek doğru olmayabilir. Çünkü zaman zaman bazı duygularımızı davranışa dökmediğimiz, fizyolojik tepkiler göstermediğimiz de olur.

Temel ya da birincil duygular olarak adlandırılan duyguların varlığı ve varsa bunların ne olduğu ile ilgili birtakım çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda görüş ayrılıkları olsa da temel duygular kültürden kültüre farklılık göstermeyişi ve birbirinden ayrışan yüz ifadeleri ile karakterizedir. Bu duygular mutluluk, üzüntü, iğrenme, korku, şaşkınlık ve öfkedir. Yani bu duyguların ve bu duygulara verdiğimiz tepkilerin evrensel olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın neresinden olursa olsun korkmuş birisini gördüğümüzde tepkilerinden anlayabiliriz. Duyguların kategorilere ayrılmasının doğru olmadığını düşünerek duyguları çeşitli boyutlar üzerinde aldıkları değerlere göre incelemeyi tercih eden araştırmacılar da vardır. Bu yaklaşıma göre duygular değerlik ve uyarılma olarak iki bağımsız boyutta incelenir. Değerlik duygunun olumlu-olumsuz boyutunu anlatır. Uyarılma ise duygunun kişiyi harekete geçirmesi ya da geçirmemesini anlatır.

Örneğin mutlu ya da çok mutlu hissedebilirsiniz. Bu uyarılma düzeyinize bağlı değişebilir. Somut bir örnek verecek olursak öfke duygusu da üzüntü duygusu da değerlik boyutunun olumsuzluk tarafına oldukça yakındır. Ancak öfke duygusunun uyarılma boyutu oldukça yüksek, üzüntü duygusunun uyarılma boyutu ise düşük olacaktır. Öfke insanı çoğu zaman harekete geçiren bir duygudur fakat üzüldüğümüzde genellikle kendi kabuğumuza çekiliriz.

Duyguların İşlevleri

Peki duygular ne için var? Ne işe yarıyorlar? Darwin (1872), duygularımızın nesilden nesile aktarıldığını ve hayatta kalabilmek için işlevsel olduğunu savunmuştur. Duygu araştırmacılarının çoğu bu konuda hemfikirdir. Duygularımızın evrimsel, bilişsel ve sosyal işlevleri vardır.

 

 

1.Evrimsel İşlevi:

Duyguların evrimsel işlevi fizyolojik tepkilerimizin duruma uygun şekilde gösterilmesini sağlamasıdır. Sinir sistemimizin sempatik ve parasempatik olmak üzere iki alt bileşeni vardır. Sempatik sistem depolanan enerjimizi kullanır, savaş ya da kaç tepkimizle ilgilidir. Parasempatik sistem ise gevşeyerek depolanan enerjimizi korumamızı sağlar. Öfke sempatik sistem ile ilgiliyken üzüntü duygusu parasempatik sistem ile ilgilidir. Duygunun evrimsel işlevini bir örnekle somutlaştıralım.

Örneğin üzerinize doğru gelen bir aslan gördünüz. Korktunuz, göz bebekleriniz büyüdü. Karşınızdaki arkadaşınız korktuğunuzu anlayınca baktığınız yöne döndü. Artık o da tehlikenin farkında. Yani korku duygunuz sizi uyararak harekete geçirdiği gibi, çevrenizdeki insanlara da ipuçları verebilir. Bu durum sizin ve çevrenizdekilerin hayatta kalma şansını artıracaktır.

2.Bilişsel İşlevi:

Duyguların tehlikelere karşı bizi uyardıklarından bahsettik. Bazı olumlu duygular ise fırsatları daha iyi görmemize ve değerlendirmemize olanak sağlayabilirler. Duyguların bu işlevini ‘genişlet ve inşa et’ kuramı (Fredrickson, 1998) açıklar. Keyif, merak, mutluluk benzeri duygular dışardan gelen uyarıcılara daha açık olmamızı sağlar. Bu bizim gelişimimizi destekleyicidir.

Duyguların kişileri amaca yönelik harekete geçirerek davranışlarını düzenleme işlevi taşıdığını düşünen araştırmacılarda vardır. Örneğin bir mülakata gideceksiniz ve kaygılı hissediyorsunuz. Bu duygu işlevsel düzeyde ise muhtemelen daha fazla çalışmanız  için sizi harekete geçirecektir. Yani duygunuz, davranışınızı düzenleyecektir.

3.Sosyal İşlevi:

Birisine kırıldığınızda bunu fark edip size kendini affettirmesini beklediğiniz oldu mu? Üzgünüm ve sosyal desteğe ihtiyacım var. Bunu söylemediğiniz halde duygunuzu fark eden ve yanınızda olan sevdikleriniz mutlaka olmuştur. Duygular etrafımızdaki kişileri anlamaya ve nasıl davranacağımıza karar vermeye de yardımcı olurlar. Birinin öfkeli olduğunu gördüğünüzde saldırabileceği ihtimali hep aklınızın bir köşesindedir ve temkinli olursunuz. Duygularımız bu anlamda da oldukça işlevseldir.

Duygular bazen bizi bir araya da getirir. Aynı uyarana aynı duyguyla tepki veren insanların grup olmasını sağlayabilir. Örneğin çalıştığınız şirkette haksız bir uygulamaya şahit oldunuz. Bu sizi öfkelendirdi. Sizinle aynı tepkiyi veren çalışma arkadaşlarınız olduğunda bunun sizi yakınlaştırarak grup haline getirmesi hatta yöneticilere karşı çıkma cesareti göstermenizi sağlaması muhtemeldir.

Sonuç:

Özetleyecek olursak duygular yaşamı anlamlandırmamızı kolaylaştırır, insanlarla ilişkilerimizde bize ipuçları sağlar, davranışlarımıza yön verir ve hatta hayatta kalmamıza yardım eder. Zaman zaman bizi zorlasa da duyguların olmadığı bir dünya hayal etmek oldukça zordur. Bu yüzden duygularımızın farkında olmalı, onu anlamaya çalışmalıyız. Duygunuz her ne olursa olsun onu dinleyin, mutlaka size anlatmak istediği bir şey vardır.

 

Kaynakça:

Fredrickson, B.L. (1998). What good are positive emotions? Review of General Psychology, 2, 300-319. Doi:10,1037/1089-2680.2.3.300

Darwin, C.R. (1872). The expression of the emotions in man and animals. London: John Murray

İnan, E. & Yücel E. (2020). Psikoloji Penceresinden Duygular Kuramdan Uygulamaya. (1. Baskı) Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık

 

Yazan: Psikolog Ayşenur Şengül

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5